Köşe yazarı
ABDULKADİR TÜRK

AKIL ÜZERİNE BİR DENEME


AKIL ÜZERİNE BİR DENEME
Saat: 12:09 Tarih: 18/11/2023 Tarih: 18/11/2023

Eşi Ayşe bir gün Peygamber'e sordu: "Ya Resulullah, insanlar dünyada ne ile üstünlük kazanırlar? 


Muhammed Peygamber (as) cevap verdi: "Akıl ile yâ Ayşe." Dedi. 


Eşi Ayşe tekrar sordu: "Herkesin değeri yapıp ettikleri (ameli) ile ölçülmez mi?" 


Hz. Muhammed (as) cevap verdi: "Ya Ayşe, onlar akıllarından başka bir şeyle, bir iş yapabilirler mi? Onlar Allah'ın verdiği aklı kullanma nisbetinde bir iş (amel) yaparlar. Ondan sonra da işlerine göre mükafat veya ceza görürler." Dedi. 


AKIL, NE DEĞİLDİR YA DA NEDİR? 


Akıl, beyin, kalp gibi elle tutulur, gözle görülür, unsurları olan, somut ve yapısal bir hücre, doku, kas, organ ve organizma değildir. 


Us da denilen akıl, söylem ve eylemlere kaynaklık eden, etkisel çıktıları, yansımaları olan düşünce üreten, düşünceyi muhafaza ve tasarruf eden soyut bir bellektir. 


Bu bağlamıyla aldığımızda akıl, din değildir fakat, din de akıl ile anlaşılır. 


Allah insana akıldan daha değerli bir yeti vermemiştir; çünkü, her bilgi, imkân ve fırsat ancak akılla anlamlı bir kazanıma dönüşebilir. 


Akıl adâlet de değildir, fakat adâlet de akıl ile sağlanır. 


Akıl insanı adâlete de götürür, dalalete de götürür. 


Akıl, devlet de, servet de değildir, fakat devlet de, servet de akıl ile yönetilir. 


Bunun içindir ki, bir toplumun her konum ve kademedeki uleması (din ve hukuk görevlileri, akademisyenler, bilim insanları)

ve ümerası (devlet yöneticileri,komutanları) özellikle akıllı, ehliyet ve liyâkatli olması lâzım gelir. 


Akıllı olmak bir şeydir, ama aklı kullanmak her şeydir. 


Akıl bilgi de değildir, fakat bilgi akıl ile değer kazanır. 


Çünkü bilgi, aklın ürettiği düşüncelerin veri tabanı ve malzemesidir. 


AKLIN FONKSİYONLARI: 


Akıl, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayıran ilâhi, fıtri bir yeti ve ayıraçtır. 


Ancak, akıl bu görevi her halukârda değil, sadece en DOĞRU bilgiyle yerine getirebilir. 


Aklın bulduğu ve geliştirdiği, beşeri bütün disiplinler ve sosyâl sistemler, doğru bilgilerle vücut bulduğu, hayatiyet kazandığı sürece insanlığa sürdürülebilir bir iyileşme, gelişme, barış, kardeşlik ve huzur gelir. 


Yanlış bilgiler üzerine inşa ve ikâme olan düşünceler, teoriler, önermeler, disiplinler ve sistemler insanın ve çevrenin yıkım ve felâket nedenleri olur. 


Evrendeki bütün doğru bilgilerin ana kaynağı ve rehberi ise, nihai tahlilde Kur'an'dır. 


Kur'an'ın temel öğretisi ve yönlendirmesi,  aklın varlığı değil çalıştırılması üzerinedir. 


Çünkü Kur'an, insanın başına gelen bütün kötülük, fenalık ve felâketlerin aklını çalıştırmamasından kaynaklandığını ifâde eder. 


Gerçeklerin fark edilmesi, anlaşılması, tehlikelere karşı tedbir alınması, değişim ve gelişim politika ve projelerinin ortaya konması, ancak aklın çalıştırılması ile mümkündür. 


"Göklerin ve yerlerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara faydalı şeyler taşıyarak denizde akıp giden gemilerde, Allah'ın gökten indirip de kendisiyle ölümünden sonra yeryüzünü dirilttiği ve üzerinde dolaşan her türlü canlıyı yaydığı yağmurda, gökle yer arasında emre hazır bekleyen rüzgârları ve bulutları farklı yönlerde evirip çevirmesinde aklını kullanan bir topluluk için elbette Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren deliller vardır." Bakara/ 164 


Allah, aklını kullanmayan toplulukların gerçeklere karşı sağır, dilsiz ve kör olduğunu beyan ediyor. 


"Onlara şöyle de: "Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; çünkü sizi de onları da biz rızıklandırıyoruz. Açık olsun, gizli olsun hiçbir kötülüğe ve günaha yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. İşte bunlar, akıl erdirmeniz için Allah'ın size emrettiği hususlardır." Enam/151 


Allah, gerçekleri fark etmeyen ve kendi karanlıklarından bir türlü kurtulamayanları 'kötüler' olarak niteliyor ve şöyle tanımlıyor. 


"Şüphesiz ki, Allah katında canlıların en şerlisi (kötüsü) ilâhi gerçekleri düşünüp anlamayan o sağırlar ve dilsizlerdir." Enfal/22 


Kur'an, olaylardan ve olanlardan dersler çıkarmanın, ibretler almanın ancak akılla mümkün olacağını sık sık hatırlatır. 


Gece ve gündüzün hareketlerinde, kozmik döngülerde, güneş, ay ve yıldızların varlığında ve işlevselliğinde, insanların yararlanması ve yaşamlarını kolaylaştırması için aklını kullananların çıkarabileceği nice dersler ve ibretler olduğunu belirtir Kur'an. 


Aklını kullanmayan insanların ve  toplumların, hayvan sürüsünden farklı olmadığı da beyan edilir Kur'an'da. Furkan/44 


Kur'an, tevhid dini olan İslâm'ın anayasası, canlı/cansız bütün mevcudatıyla maddenin ve evrenin bir ve tek sahibi olan Tanrı'nın asli ve nazari sözleridir. 


Arzı ve arşıyla, bilinen ve bilinmeyen bütün yönleri, unsurları ve kısımlarıyla, madde, evren ve evrenin fonksiyonel işleyişi, bir ve tek yaratıcı, kudret ve tasarruf sahibi yüce Tanrı'nın hükümranlığının birer bilgisi, delili ve ayetidir. 


Er ya da geç, herşey aslına rücu eder. 


Karanlıkların hükmü güneş doğuncaya kadardır. 


Bütün yanlışların hükmü, doğrular yerini bulunca ortadan kalkar.

Yorum yaz