O kadar susamış ki iktidara, kana susamış gibi...

Diyor ki; 

"Depremzedeler nasıl oy kullanacak!?"

Depremzedeler nerede yemek yiyecek, nerede su içecek, nere tuvalete gidecek, çocuğunu nerede emzirecek, nerede uyuyacak demiyor!

"Nerede oy kullanacak" diyor!

Diyor ki;

"Depremzedeler bulundukları şehirlerde misafir olarak oy kullansınlar. Kullandıkları oy kütükleri nerede kayıtlıysa kullandıkları oylar orada sayılsın" diyor!

Seçime çalışmak yerine deprem yaralarını sarmaya çalışalım demiyor! Depremzedeler bir an önce evlerine, memleketlerine ve topraklarına kavuşsun demiyor! Misafirlikleri bir an önce bitsin, hasretleri son bulsun demiyor!

Diyor ki;

"Sakın seçimleri ertelemek için depremi bahane etme! Seçimler gününde yapılmazsa biz de yapacağımızı biliriz" diyor!

Daha cenazelerini bulamayan, daha enkazdan çıkartılamamış olan ve başını bir gölgeliğe sokamamış olan vatandaşlarımız var demiyor!

5'te 1'i yıkılmış bir ülkede, bu acıların üzerine seçim sandığı kurulmaz demiyor!

Diyor ki;

"Deprem bölgesinde bir hafta dolaştım. Devletin yapamadıklarını, beceriksizlikleri, acıları ve felaketin boyutlarını yerinde gördüm" diyor!

'Ben de şunu yapacağım', demiyor! 'Benim önerim şudur', demiyor! Seçim diyor, ittifak diyor, pazarlık diyor.

'Bir yaralı parmağa ilaç olacağım' demiyor da, oy kullanacak olanların parmağına süreceği mürekkebin rengini dert ediyor!

Memleketin %20'si yıkılmış, O, 'yüzde yüz kazanacağım' diyor!

'Oy' diyor başka bir şey demiyor!

Oy benim muhalefetim, oooyyy oy!