Köşe yazarı
Halka hizmet, hak'ka hizmet!
Halka hizmet, Hak'ka hizmet!
Bir yanda kapitalist sisteme hizmet eden kavramlar, maddeler, insanlar.
Bir yanda tüm yaşam alanları gasp edilmiş hayvanlar, bitkiler, su ve ekosistem.
Her olaya Hak penceresinden bakan binlerce yıllık kadim kültürümüz nasıl oluyorda insana can veren, tüm yaşamı ayakta tutan ve nefes almamızı sağlayan doğayı geçici bir maddi çıkar uğruna yok edebilecek noktaya geliyor?
"Veren el alan elden üstündür" sözünü şiar edinmiş bir medeniyet nasıl oluyor da doğanın ve canlıların yaşamını geçici bir maddi kazanç karşılığında ellerinden acımasızca alabiliyor?
"Hor görme sen toprağı, toprakta neler yatır" diyen Yunus Emre'nin kültür mirasçıları nasıl oluyor da ne pahasına olursa olsun toprağı ve içindeki ağzı dili olmayan Allah'ın yarattığı aciz canlıları yok edebiliyor?
"Hizmetlerimiz gelecek SEÇİM için değil, gelecek nesil içindir!" yazılı duvarların arkasında alınan kararlarla, gelecek seçim adına gelecek nesillerin Hak'ları nasıl oluyor da yok ediliyor?
"Devleti yaşat ki, millet yaşasın" düsturu, içindeki millet olmadan nasıl gerçekleşecek? Bir devletin sorumlulukları sadece içerisinde yaşayan insandan mı ibaret?
"Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi Ömer'den sorar onu! Fıratın kenarındaki koyunun, Boğalı'da sürünen yılanın, Sakarat Dağında uçan kuşun, Canik dağlarında vurulan bir karacanın Hak'kı kimden sorulur?
Hasılı çok söylenecek söz var da...
İş dönüp dolaşıp 'halka verir talkını, kendi yutar salkımı' noktasına geliyor.
Biz devlet büyüklerimize Hz. Ömerin adaletini, Hz. Ali'nin cesur sadakatini, Hz. Peygamberin şefkatini ve kadim kültürümüzün cesaret ve şecaatini hatırlatmak istiyoruz.
Yoksa...
Yarın Hak'kın divanına varınca. Süleyman'dan hakkını alır karınca...
Engin Altunoğlu
Yorum yaz
MAKALELER haberleri
