HOR GÖRME HOŞ GÖR

Afganistan Belh'te dünyaya gelen  Hz. Mevlana hoşgörü sevgi ve anlayışın simgesi.

HOR GÖRME HOŞ GÖR
Saat: 14:37 Tarih: 18/12/2021 Tarih: 18/12/2021

Mülteci kadın ve çocuklar Tokat Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele Derneğinde Hz Mevlananın Mesnevisinden seçtikleri  beyitler ve semazen sülüetden oluşan ahşap notlar hazırladılar. Mevlana Haftası kapsamında yapılan etkinlikte Mevlevi olan Şeyh Galib'in sözü hatırlatıldı, "Biz ateşten denizlerde mumdan kayıklarla geçiyoruz. Hz Mevlananın dediği gibi Hor görme Hoş gör." denildi. 

Dernek Başkanı Fatma Dinçer, "Mevlânâ hoşgörü ve hilm dünyasının insanıydı. İnanan inanmayan herkese hoşgörü nazarıyla bakardı. İnsanların birbirlerini hoş görmesini  kavgasız, güzellik içinde yaşamasını isterdi. Bunun için de aşkı, hoşgörüyü ve hilmi hayâtın merkezine yerleştirmişti. Çünkü temelinde aşk ve sevgi olan bir insanlık anlayışı bütün soğuklukları ısıtır, bütün karanlıkları ışıtır, uzakları yakın eder, duyguları derinleştirir, sözleri anlamlı kılar, varlık âlemindeki her varlığa şefkat, merhamet ve ibret nazarıyla bakmayı sağlardı. Âşık/seven derdli insandır. Onun gönlünde kendi derdi değil başkalarının derdi vardır. Mümin, yüreğinde derd taşıyan, başkalarının derdiyle derdlenen ve Rabb’ının nimetlerini başkalarıyla paylaşandır. Mevlânâ’ya göre insan olmanın yolu önce Hakk’a kul olmak ve nefsin kulluğundan kurtulmaktır. Çünkü nefs ve hevânın kulluğunu aşamamış insanın Hakk’a gerçek mânâda kul olması mümkün değildir. İnsan, gönlü itibâriyle Hakk’a kul olduktan sonra her insanı potansiyel Müslüman olarak görür ve ona asla hor bakmaz. Nitekim Mevlânâ der ki: Hiçbir insana hor bakmayın. Mevlânâ’nın yaşadığı zaman zor bir zamandı Mevlânâ olan her şeyi Hakk’ın tecellîsi ve hikmeti gereği görerek, insanlara ve olaylara karşı öfke ve intikâm ateşi taşımıyordu. Hz. Mevlânâ insan olarak herkesin ve her insanın dostuydu. Hatta o: “Ben yetmiş iki millet ile beraberim” derdi.   HOR GÖRME HOŞ GÖR. 

Mevlânâ çocuk, kadın, yaşlı, genç herkese sevgi gösterir, hoşgörü ve şefkatle davranırdı. Konya’da bir mahalleden geçerken çocuklar yanına geldiler. Ona saygı  gösterdiler. Mevlânâ da onlarla selamlaştı. Uzakta kalan bir çocuk “ben de geliyorum” diye bağırınca Hz. Mevlânâ o yavrucak gelinceye kadar bekledi. Onu da selamlayıp başını okşadı. Mevlânâ’nın şefkat ve merhameti bütün canlılara şâmildi. Nitekim Mevlânâ hayvanlara kötü muâmele edilmesinden hoşlanmazdı.  Görüldüğü gibi  Mevlânâ.  insanca yaşamanın, insana yaraşır davranışlardan geçtiğini, kusurları ve kasıtsız yanlışları affetmekle birlikte ham ve hoyrat tavırların düzeltilmesi gerektiğini tâlim eden vâris-i nebî bir mürşid tavrındadır. Hoşgörünün temeli sevgi, sevginin temeli merhamet, onun temeli de güçlü bir îmândır." Şeklinde konuştu.

M.EMİN FİDAN - TOKAT

Yorum yaz